14 Haziran 2010 Pazartesi

Bir küçücük oğlancık bir gün okula başladı...

Öykünün adı, " Bir küçük oğlancık ". Yazarı Helen Buckley , İrlanda'da Dublin Üniversitesi'nde öğretim üyesi. Hem çocuk edebiyatı üzerine, hem yetişkinlere seslenen çocuk pedagojisi üzerine sayısız çalışması var. Toplumsal çalışmalarda yoğunlaşmış, üretken bir yazar. Kendini çocuk haklarına, çocukların her tür şiddetten, baskıdan korunmalarına ve onların toplumsal bireyler olarak yetişmesine adamış... İşte şiir olarak yazdığı öykü:

" Bir küçücük oğlancık bir gün okula başladı.
Pek mi pek akıllıydı.
Okulu da pek mi pek büyüktü.
Ama akıllı çocuk sınıfına dışarıdan kestirme bir yol buldu.
Buna çok sevindi.
Artık okul ona kocaman görünmüyordu.

Bir zaman sonra bir sabah
Dedi ki öğretmen
"Bugün resim yapacağız.."
"Ne güzel" diye düşündü çocuk.
Resim yapmayı çok severdi.
Her şeyin resmini yapardı:
Aslanlar, kaplanlar, tavuklar, inekler, trenler, gemiler.
Mum boyalarını çıkardı ve çizmeye başladı.

Ama öğretmen "Durun" dedi, "Henüz başlamayın!"
Ve herkes hazır görünene dek bekledi.
"Şimdi" dedi öğretmen, "Çiçek çizmesini öğreneceğiz".
"Ne güzel" diye düşündü çocuk. Çiçek çizmeyi çok severdi.
Ve en güzellerini yapmaya başladı:
Pembe, mavi, kavuniçi mum boyalarıyla.

Ama öğretmen "Durun" dedi.
"Size nasıl çizileceğini göstereceğim".
Yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizdi.
"İşte" dedi öğretmen. "Şimdi başlayabilirsiniz".
Küçük çocuk bir öğretmenin çiçeğine baktı
Sonra kendi çiçeğine.
Kendi çiçeğini daha çok sevdi
Ama bunu söyleyemedi.
Defterinde sayfayı çevirip
Öğretmeninki gibi çizdi
Kırmızı bir çiçek sapı yeşil...

Bir başka gün
Dedi ki öğretmen:
"Bugün çamurdan bir şeyler yapacağız".
"Ne güzel" diye düşündü çocuk.
Çamurla oynamayı çok severdi
Her şeyi yapabilirdi çamurla:
Yılanlar, kardan adamlar, filler,
Fareler, arabalar, kamyonlar.
Başladı çamuru yoğurmaya
Ama öğretmen "Durun" dedi, "Henüz başlamayın!"
Ve herkes hazır görünene kadar bekledi.
"Şimdi" dedi öğretmen,! "Bir çanak yapmayı öğreneceğiz".
"Ne güzel" diye düşündü çocuk.
Çanak yapmayı çok severdi.
Ve başladı yapmaya
Boy boy, şekil şekil çanakları.
Ama öğretmen "Durun" dedi.
"Size nasıl yapılacağını göstereceğim".
Ve de gösterdi herkese bir büyük çanağın nasıl yapılacağını.
"İşte" dedi öğretmen. "Şimdi başlayabilirsiniz".
Küçük çocuk bir öğretmenin çanağına baktı
Bir de kendi çanağına.
Kendi çanağını daha çok sevdi
Ama bunu söyleyemedi.
Çamur topağını yuvarlayıp yeniden
Yaptı öğretmeninki gibi derin bir çanak.

Ve çok geçmeden
Küçük çocuk
öğrendi beklemeyi, izlemeyi,
Ve her şeyi öğretmen gibi yapmayı.
Ve çok geçmeden
Başladı kendiliğinden hiçbir şey yapmamaya
Ama birdenbire
Taşınıverdiler başka bir eve,
Başka bir şehirde
Ve çocuk gitti başka bir okula.
Bu okul daha da büyüktü öbüründen.
Kestirme yolu da yoktu dışarıdan
Büyük basamakları çıkmak
Ve uzun koridorlardan geçmek gerekiyordu sınıfa kadar.

Ve daha ilk gün
Dedi ki öğretmen:
"Simdi resim yapacağız".
"Ne güzel" diye içinden geçirdi çocuk.
Ve başladı beklemeye
Öğretmenin, ne yapmasını söylemesini beklemeye.
Ama öğretmen hiçbir şey söylemedi
başladı sınıfta dolaşmaya.
Küçük çocuğa gelince durup sordu:
"Resim yapmak istemiyor musun?"
"İstiyorum" dedi çocuk.
"Ama ne resmi yapacağız?"
"Ne resmi istersen" dedi öğretmen
"Nasıl çizmeliyim?" diye sordu çocuk
"Nasıl istersen" dedi öğretmen
"İstediğim renk mi?" diye sordu çocuk.
"İstediğin renk" dedi öğretmen,
"Eğer herkes aynı resmi yaparsa ve aynı renkleri kullanırsa
kimin neyi yaptığını ve neyin ne olduğunu nasıl anlarım ben?"
"Bilmem", dedi çocuk.
Ve başladı çizmeye:
Kırmızı bir çiçek, sapı yeşil...